T ile Başlayan Erkek İsimleri ve Anlamları

Minik oğlunun doğumuna sayılı günler kala hala ona sesleneceğin isme karar vermemiş olsan da telaşlanma, seninle aynı durumda olan pek çok anne adayı var. Bu yazımızda t ile başlayan erkek isimleri ve anlamlarına yer verdik. Hadi isim dünyasına derin bir dalış yapalım!

T ile başlayan erkek isimleri

  • Taberi: Büyük İslam tarihçilerinden biri.
  • Tacal: Üstün ol, baş ol.
  • Tacaver: Padişah, hükümdar.
  • Tacettin: Dinin tacı.
  • Taci: Taçla ilgili.
  • Tacik: İran ve Türkistan'da yaşayan İran asıllı, Farsça konuşan halktan olan kimse.
  • Tacim: Noktalama, noktalatma.
  • Tacir: Ticareti meslek edinmiş olan.
  • Taçkın: Gurur.
  • Tafdil: Birini diğerinden üstün tutma.
  • Taflan: Gülgillerden kışın yaprağını dökmeyen bir bitki.
  • Tafte: Bükülmüş, katlanmış.
  • Taftin: Akıl erdirme, anlama, tefhim.
  • Tağalap: Dağ alp. Dağ gibi güçlü, gösterişli, heybetli yiğit.
  • Tağalp: Dağ gibi yiğit.
  • Tağar: Kapı, çanak, çömlek.
  • Tağma: Dağ gibi iriyarı, gösterişli.
  • Taha: Kuran'ın 120. Suresi.
  • Tahir: Temiz, pak.
  • Tahrim: Haram kılma, kılınma. Kur'an-ı Kerim'in 66. sûresi.
  • Tahsin: Güzel bulma, beğenme.
  • Tahsir: Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme.
  • Tahur: Pek temiz, temizleyici.
  • Tahzir: Yeşil renk verme.
  • Taib: Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allah'tan af dileyen, müslüman. Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
  • Taif: Tavaf eden. Dönen, dolaşan.
  • Tail: Fayda, yarar.
  • Tair: Uçan, uçucu.
  • Takdir: Allah'ın isteği, Allah'ın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi.
  • Taki: Günahtan haramdan kaçınan, dinine bağlı.
  • Takiyuddin: Dinde muttaki, Allah'tan hakkıyla korkan kişi.
  • Takrin: Beraber bulundurma, yaklaştırma.
  • Takurt: Tay kurt.
  • Talac: Ses, seda, çığlık.
  • Talas: Yelin kaldırdığı toz; kasırga, fırtına.
  • Talaş: Yelin kaldırdığı toz. Fırtına, kasırga.
  • Talat: Yüz, çehre, yüz güzelliği.
  • Talay: Dal gibi ince, ay gibi güzel; çok büyük göl, deniz.
  • Talayer: Dal ve ay gibi yiğit; çok yiğit; deniz eri denizci.
  • Talayhan: Dal gibi kağan.
  • Talaykan: Denizci kanı taşıyan.
  • Talaykut: Kutsal deniz.
  • Talayman: Deniz adamı, denizci.
  • Talaz: Dalga, kasırga, fırtına. Bkz. Talas.
  • Talha: Güzellik. Cennetle müjdelenen on sahabiden biri.
  • Talih: Şans, talih, kader.
  • Talik: Güleryüzlü.
  • Talip: Arayan, isteyen, alıcı, müşteri.
  • Talu: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin.
  • Talut: Bakara suresinde İsrailoğulları Hükümdarlığı'na Allah tarafından tayin edilen ve az bir askerle Calut'un ordularını yok eden komutan.
  • Taluy: Bkz. Talu.

t harfiyle erkek isimleri

  • Tamay: Dolunay, Ay'ın dolgun durumu.
  • Tamer: Bütünüyle yiğit, tam yiğit.
  • Tamerk: Tam güçlü, özerk.
  • Tamerkin: Güçlü, kuvvetli kimse.
  • Tamkut: Çok mutlu, talihli kimse.
  • Tan: Güneş'in doğmasından önceki zaman, şafak.
  • Tanaçan: Sabah alacakaranlık.
  • Tanak: Garip, tuhaf, şaşırtıcı.
  • Tanalp: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi.
  • Tanaltan: Al renkli şafak.
  • Tanaltay: Tan altay.
  • Tanay: Şafak kızıllığının Ay'ı, şafak vaktinin Ay'ı.
  • Tanaydın: Şafak aydınlığı.
  • Tanbay: Tan bay.
  • Tanbek: Aydın bey.
  • Tanberk: Şafak çizgisi, parlayan şimşek.
  • Tanbey: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi.
  • Tanbolat: Tan renginde çelik.
  • Tancan: Şafak vakti doğan can.
  • Tandan: Tan vaktinde doğan.
  • Tandoğan: Şafak vakti doğmuş olan.
  • Tandoğdu: Şafak vakti doğmuş olan.
  • Tandoruk: Doruktan yükselen şafak.
  • Taner: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi.
  • Tanercan: Şafak gibi güzel ve can yiğit.
  • Tanerk: Şafak gücü; güçlü şafak.
  • Tanfer: Tan vaktinin yan aydınlığı.
  • Tangör: Şafağın doğuşunu gör.
  • Tangüç: Şafak gücü.
  • Tangün: Şafak vaktinin Güneş'i.
  • Tangüner: Tan güneş'inin yiğidi.
  • Tanhan: Şafak kağan.
  • Tanıl: Herkesçe bilin, ünlen, tanın.
  • Tanın: Herkesçe adın duyulsun, ünlen.
  • Tanır: Anımsar, bilir. Bilip ayıran, seçen.
  • Tanırcan: Cana yakın. Çabuk tanışıp yaklaşan.
  • Tanırer: Cana yakın. Çabuk tanışıp yaklaşan.
  • Tanju: Yücelik, ululuk, Çinlilerin Türk hakanlarına verdiği unvan, kağan, hakan, hükümdar.
  • Tankan: Şafak gibi aydınlık, temiz soydan gelen.
  • Tankoç: Tan koç.
  • Tankut: Uğurlu şafak vakti; şafak uğuru; kutlu şafak.
  • Tankutlu: Uğurlu şafak, kutlu şafak.
  • Tanören: Şafakta çalışan.
  • Tanpınar: Tan pınar.
  • Tansan: Tan gibi aydınlık, temiz adı olan.
  • Tansel: Şafak seli, ışık seli.
  • Tanser: Güne başlama.
  • Tansev: Şafağı seven kimse.
  • Tansever: Şafağı seven kmse.
  • Tansoy: Şafak gibi güzel soydan kimse.
  • Tansu: Şaşkınlık verecek denli güzel şe, olağanüstü şey, insanları hayran eden ve doğaüstü sayılan olay, mucize.
  • Tantürk: Şafak gibi Türk.
  • Tanuğur Şafak vaktinin uğuru.
  • Tanver: Şafak gibi ışık saç, aydınlat.
  • Tanyel: Şafak vaktinin yeli.
  • Tanyer: Şafağın doğduğu yer.
  • Tanyeri: Güneş doğmak üzereyken, ufukta hafifçe aydınlanan yer.
  • Tanyol: Şafak yolu, aydınlık yol.
  • Tanyolaç: Aydınlığa götüren, yol açan.
  • Tanyücel: Şafak vakti yüce ol.
  • Tanyüz: Yüzü şafak gibi güzel, güzel yüzlü.
  • Tanzer: Altın renginde tanyeri.
  • Taran: Tarla, geniş toprak, geniş yer.
  • Tardu: Armağan, hediye.
  • Tarhan: Oğuzlarda demirci ustası, tüccarlar, han ve komutan unvanı.
  • Tarhun: Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki.
  • Tarık: Sabah yıldızı, zühre, venüs.
  • Tarkan: Eskiden bey, vezir gibi kullanılmış bir san; saygıdeğer kimse; dağılmış bir durumda olan, karmakarışık, dağınık.
  • Taşan: Coşkulu, taşkın.
  • Taşcan: Taş gibi sağlam kimse.
  • Taşdemir: Taş ve demir gibi güçlü, sağlıklı.
  • Taşel: Sağlam güçlü el.
  • Taşer: Sağlam güçlü kimse.
  • Taşgan: Pınar, kaynak.
  • Taşkan: Sağlam, güçlü soydan gelen.
  • Taşkın: Coşmuş, taşmış halde bulunan, akarsuların yatağına sığmayacak biçimde taşması.
  • Taşkınay: Taşmış halde bulunan. Coşkun. Aşırı.
  • Taşkıner: Kabına sığmayan yiğit, coşkun yiğit.
  • Taştan: Taş gibi, taştan yapılmış gibi sağlam, taştan yapılmış.
  • Taştekin: Taştan yapılmış ve biricik olan; taş gibi sağlam şehzade.
  • Tatar: Bir Türk kavmi.
  • Tatu: Barış, sulh.
  • Tavgaç: Çekicilik, cazibe.
  • Tavil: Uzun. Çok süren.
  • Tayanç: Arka, dayanılacak şey; kayıran, koruyan.
  • Taybars: Yavru pars.
  • Taybe: Medine-i Münevvere.
  • Taycan: Genç ve güçlü kimse, tay canlı.
  • Tayf: Bileşik bir ışık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü.
  • Tayfun: Genellikle okyanuslarda görülen şiddetli fırtına.
  • Tayfur: Küçük bir kuş türü.
  • Taygan: Eşi benzeri olmayan, eşsiz, biricik.
  • Taygar: Uçan uçucu. Gaza dönüşen.
  • Taygun: Çocuk genç.
  • Tayguner: Genç yiğit.
  • Tayı: Bir işi kendi isteğiyle yapan.
  • Taykara: Esmer, kara yağız çocuk.
  • Taykoç: Tay koç.

t harfiyle başlayan erkek isimleri

  • Taykut: Genç ve kutlu, uğurlu.
  • Taylak: Yeni doğmuş at yavrusu. Biniye gelmiş iki yaşında at yavrusu. Deve yavrusu.
  • Taylan: İnce, kibar, boylu poslu.
  • Tayman: Genç.
  • Taymaz: Düşmeyen, kaymayan, dengeli kimse.
  • Taytimur: Genç demir.
  • Tayuk: İnce, kibar genç.
  • Tayyar: Uçucu, uçan.
  • Tayyip: İyi, hoş, güzel, helal çok temiz.
  • Tazim: Ululama, büyük sayma. Saygı gösterme, ikram etme.
  • Tebar: Soy.
  • Teber: Küçük balta. Dervişlerin kullandıkları uzun saplı küçük balta. Meşin kesmek için kullanılan araç.
  • Teberhun: Kızıl söğüt, tarhun.
  • Tecen: Mağrur, gururlu.
  • Tecik: Tutumlu, idareli tasarruflu.
  • Tecimen: Ticaret adamı, tüccar.
  • Tecimer: Tüccar.
  • Tecmil: Süs, tezyin.
  • Tedü: Bilge, zeki, anlayışlı kimse.
  • Tefhim: Anlatma, bildirme.
  • Tehemten: İri yan, boylu boslu yiğit. Eski İran kahramanı Zaloğlu Rüstem'in lakabı.
  • Tekalp: Biricik yiğit, tek yiğit.
  • Tekant: Biricik yemin, tek yemin.
  • Tekay: Biricik ay.
  • Tekcan: Değerli, eşsiz.
  • Tekdoğan: Eşsiz, benzersiz doğmuş olan.
  • Tekecan: Mert, sözünde duran. Özü sağlam kimse.
  • Tekin: Bir tane, biricik, bir benzeri daha olmayan; beyoğlu, yiğit şehzade.
  • Tekinalp: Biricik yiğit; yiğit, şehzade.
  • Tekinay: Biricik ve hayırlı ay.
  • Tekindağ: Uğurlu dağ.
  • Tekinel: Hayırlı el.
  • Tekiner: Biricik yiğit.
  • Tekinsoy: Biricik soydan, biricik soy.
  • Tekiz: Bir tek iz; ikiden azız, biriz.
  • Tekmil: Kemale erdirme. Bitirme, bitirilme, tamamlanma, tamamlama. Tam, eksiksizce, bütün, hep.
  • Tekrim: Ululama, saygı gösterme.
  • Teksen: Sen teksin, eşsizsin anlamında.
  • Teksoy: Biricik soy.
  • Temcit: Sabah ezanından sonra okunan, Allah'ın ululuğunu anlatan dua.
  • Temdih: Çok övme.
  • Temel: Birşeyin gelişimi için gerekli ilk öğeler, ana, esas, yapının taşıyıcıları.
  • Temim: Nazar boncuğu, nazarlık.
  • Temircan: Demir gibi sağlam kimse.
  • Temirhan: Demir gibi sağlam güçlü hükümdar. Timur Han.
  • Temirkut: Demir gibi güçlü ve uğurlu.
  • Temizalp: İyi ahlaklı kimse.
  • Temizcan: İçi temiz olan kimse.
  • Temizel: Dürüst kimse.
  • Temizer: Dürüst kimse.
  • Temizhan: İyi vasıflı lider.
  • Temizkal: Her zaman doğru ve dürüst kal.
  • Temizkan: Temiz soydan gelen.
  • Temizöz: Özü temiz, dürüst olan.
  • Temizsan: Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.
  • Temizsoy: Temiz ve dürüst soydan gelen.
  • Temren: Ok, kargı gibi delici silahların ucundaki sivri demir.
  • Temür: Demir.
  • Tendubay: Yiğit, cesur erkek.
  • Tengiz: Deniz.
  • Tengizalp: Denizci yiğit.
  • Tenşit: Şenlendirme, keyiflendirme.
  • Tenvir: Aydınlatma, ışıklandırma.
  • Tenzil: İndirme, aşağı düşürme. Azar azar indirme.
  • Teoman: Hun İmparatoru Mete'nin, yani Oğuz Han'ın babası.
  • Tercan: Genç, delikanlı, kırmızı buğday.
  • Terim: Bilim ve sanat kavramlarından birini anlatan sözcük.
  • Terlan: San renkli, büyük pençeli, kartala benzeyen bir kuş.
  • Tesmi: İşittirme, işittirilme, duyurma.
  • Tesmin: Sekizleme, sekize çıkarma.
  • Tesrir: Sevindirme, sevindirilme.
  • Teşci: Yüreklendirme.
  • Teşerru: Şeriata göre davranma.
  • Teşne: Susamış. Çok istekli.
  • Tetiker: Uyanık, çevik, becerikli kimse.
  • Tevfik: Uygun düşme, uyma, başarma, allah'ın yardımına ulaşma.
  • Tevfik: Uydurma, uygun düşürme.
  • Tevil: Durum, biçim. Süs.
  • Teymin: "Uğurlu olsun" demek.
  • Teymullah: Allah'a hizmet eden, itaat eden.
  • Tezal: Çabuk ol.
  • Tezalp: Çabuk, hızlı yiğit.
  • Tezalp: Aceleci yiğit, tez canlı yiğit.
  • Tezay: Çabuk ol.
  • Tezcan: Acele eden, tezcanlı.
  • Tezcan: Telaşlı, heyecanlı, beklemeye dayanamayan, sabırsız.
  • Tezel: Eli çabuk kimse.
  • Tezer: Eli çabuk yiğit, aceleci yiğit.
  • Tezeren: Çabuk yetişen.
  • Tezkan: Kanı kaynayan, heyecanlı.
  • Tınaz: Ot ya da saman yığını; ekin yığını, yığı.
  • Tibet: Çin'in batısında bağımsız bir bölge.
  • Timuçin: Büyük Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz'in asıl adı.
  • Timur: Demir, Türk-Moğol imparatoru.
  • Timurcan: Demir can.
  • Timurhan: Demir han, sert kağan.
  • Timurkan: Demir kan.
  • Tokay: Dolunay; dere kıyılarındaki sık çalılık.
  • Tokcan: Doymuş kimse.
  • Toker: Gözü gönlü tok yiğit.
  • Toktamış: Yerleşik kimse; Altınordu beylerinden.
  • Toktaş: Tok gözlü ve taş gibi.
  • Toktimur: Tok gözlü ve demir gibi; sağlam demir.
  • Tokyay: Tok gözlü ve yay gibi çevik.
  • Tolga: Savaşta askerlerin başlarına giydikleri demirden yapılmış koruyucu başlık.
  • Tolun: Dolgun, dolun, bedir.
  • Tolunay: Dolunay, Ay'ın on dördündeki durumu.
  • Tolunbay: Dolgun ve zengin.
  • Toman: Yavuz'a yenilerek Mısır'ı Türkler'e teslim eden kölemen hükümdarı.
  • Tonguç: İlk çocuk; çocuk.
  • Toprak: Toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla çürümüş organik cisimlerden oluşan ve üzerindeki bütün canlılara yaşama ortamı sağlayan madde; kara; ülke, yurt; topraktan yapılmış.
  • Toralp: Eğitilmemiş, toy yiğit.
  • Toraman: Sonradan ortaya çıkan, sonradan türeyen; tombul, iri yapılı.
  • Toros: Anadolu'nun güneyinde, akdeniz boyunca uzanan ünlü sıradağ.
  • Torun: Bir kimseye göre çocuğun çocuğu.
  • Toycan: Deneysiz genç, toy kimse, genç insan.
  • Toygar: Çayırkuşu, tarlakuşu, torgay, turgay.
  • Tümay: Ay'ın on dördündeki durumu, dolunay.
  • Tümcan: Herşeyiyle can, bütünüyle can.
  • Tümer: Her şeyiyle yiğit, tüm yiğit.
  • Tümhan: Tam bir kağan gibi olan kimse.
  • Tümkan: Soylu kan, tam kan.
  • Tümtürk: Her şeyiyle Türk, tam Türk.
  • Tünay: Gece doğan ay, gece Ay'ı.
  • Türe: Görenek ve gelenek, töre; hak ve hukuka uygunluk duygusu.
  • Türkaslan: Aslan Türk.
  • Türkay: Ay gibi parlak Türk.
  • Türkcan: Can türk, sevgili Türk.
  • Türkdoğan: Türk doğmuş olan.
  • Türkdoğdu: Türk olarak doğmuş olan.
  • Türkekul: Türk'ün hizmetinde olan.
  • Türker: Yiğit türk. Uçkan delişmen, havai.
  • Türkeş: Uçar sezgi, anlayış, dikkat.
  • Türkmen: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse.
  • Türknoyan: Türk başkomutanı.
  • Türköz: Özü Türk olan.
  • Türksan: Sanı Türk olan, Türk sanlı.
  • Tüzün: Düzenlilik, düzgünlük; doğruluk.
  • Tüzünalp: Düzgün yiğit, doğru yiğit.
  • Tüzüner: Düzgün yiğit, doğru yiğit.

Tu ile başlayan erkek isimleri

  • Tufan: Nuh peygamber zamanında yağıp, dünyayı sular altında bırakan güçlü yağmur.
  • Tugay: İki alaydan oluşan askeri birlik.
  • Tuğalp: Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit.
  • Tuğer: Tuğlu yiğit.
  • Tuğlan: Sorguç sahibi ol.
  • Tuğra: Osmanlı imparatorlarının imza yerine kullandıkları mühür.
  • Tuğrul: Yırtıcı bir kuş. Selçuklu Devleti´nin kurucusu.
  • Tuğtekin: Tuğlu şehzade.
  • Tulga: Eski zamanlarda üstlerine gymek için kulanılan zincir şeklindeki zırh.
  • Tuna: Karaormanlardan doğup Karadeniz'e dökülen, Abrupa'nın Volga'dan sonra en uzun ırmağı.
  • Tunacan: Sevgili tuna, can tuna.
  • Tunadan: Tuna Nehri'nden tutulmuş çocuk (mecazen).
  • Tunaer: Tuna Nehri'nin yiğit kişisi.
  • Tunca: Meriç Nehri'nin bir kolu.
  • Tuncal: Al renkli tunç.
  • Tuncalp: Tunç gibi yiğit, tunç yiğit.
  • Tuncay: Tunçtan yapılmış ay; (mecaz olarak) tunç gibi sağlam, ay gibi güzel.
  • Tuncel: Tunçtan yapılmış el.
  • Tuncer: Tunçtan yiğit, tunç gibi sağlam yiğit.
  • Tunç: Bakır, çinko ve kalayın karışımından oluşan, pirince benzeyen koyu kızıl alaşım.
  • Tunçal: Kızıl tunç, al renkli tunç.
  • Tunçaslan: Tunçtan yapılmış aslan (mecaz olarak). Tunç gibi sağlam, aslan gibi güçlü.
  • Tunçbay: Tunç gibi sağlam ve zengin kimse.
  • Tunçbilek: Tunçtan yapılmış bilek (mecaz olarak). Çok güçlü bilek.
  • Tunçok: Tunçtan yapılmış ok.
  • Tunçsoy: Sağlam soy, güçlü soy, tunç gibi soy.
  • Tunçtürk: Tunç gibi Türk.
  • Tunga: Alper Tunga adlı söylence yiğidinin adından biri; yiğit, güçlü; kaplan türünden yırtıcı bir hayvan.
  • Turaç: Keklik türünden, eti yenen bir av kuşu.
  • Turan: Türklerin Orta Asya'daki en eski yurtlarına eski iranlıların verdiği ad.
  • Turgay: Tarlalarda yuva yapan, boz renkli, küçük, ötücü bir kuş, bir tür serçe çayırkuşu, tarlakuşu, toyga da denir.
  • Turgut: Oturulacak yer, konut; ünlü Türk denizcisi Turgut Reis'in adı.
  • Turgutalp: Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş yıllarında İnegöl Kalesi'ni alan yiğit kişi.
  • Turhan: Onurlu, soylu kişi; eski Türklerde kağanın huzuruna izin almadan girebilen, vergi vermeyen ayrıcalıklı kişi; koruyucu kişi, muhafız.
  • Tutku: Bir şeye karşı duyulan aşırı istek eğilim.
  • Tuyan: Duyumsayan, duyan; semiz, şişman; zengin.
  • Tuygan: Duyumsayan, duygulu, duyan.
  • Tuygun: Duyumsayan, duyan, duygulu; genç, güçlü.

Bunlar da ilgini çekebilir: