ozlemgukrer Annenin Doğum Hikayesi

İnsan bazen o kadar çok talihsizlikler yaşıyor ki dünyanın en şanssız insanı zannediyor kendini. 1995 yılında bir lise öğrencisiyken başladı benim hayat çizgim

Doğum Boyu: 47
Doğum Kilosu: 3.750
Doğum Tipi: Sezaryen
Hastane: EGE SAĞLIK HASTANESİ
İnsan bazen o kadar çok talihsizlikler yaşıyor ki dünyanın en şanssız insanı zannediyor kendini. 1995 yılında bir lise öğrencisiyken başladı benim hayat çizgimdeki en zor dönem.
Göğsümde farkettiğim kitleleri anneme söylememle...

Çoğu kişinin bu yaş grubunda önemsemeyip geçeceği bişeyi annem es geçmemişti. Doktorumda yapılan biyopsi sonucunda bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu bize teyit etti.
15 yaşındaydım ve MEME KANSERİydim. Ama çoğu kadının korku içinde geçirdiği bu dönem benim için çok daha kolay geçecekti. Şanslıydım kitleleri çok erken farketmiş ve ERKEN TEŞHİS sayesinde belkide hayatımdaki en zor dönemi birçok kişiye göre daha şanslı atlatma şansına erişmiştim.
Evet şanslıydım o zaman fark ettim bazen çok kötü gözüken olayların aslında bizim şansımız olabileceğini benden daha kötü durumdaki hastaları görüp ne kadar şanslı olduğumu düşündüm her fırsatta. Ölüm hiç aklıma gelmedi. Çünkü biliyordum, farkındaydım ve korkmuyordum meme kanserinden. Doktorlarımda bana ellerinden gelen yardımı yaptılar. Bu tedaviler sırasında bir tek şeyden çok korktum ya anne olma şansımı yitirirsem bu hastalık yüzünden... Çocuk aklı belki de... Genç bir kız ve ileride genç bir kadın hayatta en çok ne isteyebilir ki. Kariyer mi ? "hayır!"
evladının kokusunu duymak "her şeyden çok".
Bütün bu olumsuzlukların yanında bana en büyük destekçim 2003 yılında gelmişti. Evlendim, kendimi çok eksik hissettiğim bir dönemde eşim bunun tam tersini kanıtlamak istercesine peşimden ayrılmadı. Ve hayat arkadaşım bütün bu olumsuzlukları yenmemde en büyük destekçim oldu. Günümüzde çoğu erkeğin kabul edemeyeceği, kaldıramayacağı kadar zor dönemleri belkide...

Yaşımında verdiği psikolojik çöküntü hesaba katılarak göğüs dokumu uzun yıllar almamak için uğraştı doktorlarım. 1995 yılından 2005 yılı Ekim ayına kadar 8 meme operasyonu olmak üzere guatr vb... operasyonlarla tam 14 kez ameliyathane kapısından girmiştim.
Çok yorulduğumu hissediyordum artık...

Doktoruma en sonunda kararımı verdiğimi söyledim. Neredeyse her yıl alınan kitlelerden sıkıldım. Alınan kitlelerde bir şekilde yeni bir hastalık başlangıcına davetiye çıkacak boyutta olunca meme dokumun tamamının artık alınmasını istedim. Doktorum bu konuda en büyük destekçim oldu.
Annem hariç...
Ağlıyordu...
Sebep mi? ”Doktor bey bebeğini emziremeyecek” diye ağlıyordu.
Evet belkide beni yıkacak en büyük şeydi bu ameliyatın sonucu bebeğimi emzirememek, ama zaten doktorlar da izin vermiyordu ki bebeğim olmasına
“ya hiç olmazsa diye düşündüm hep”
Kararımı vermiştim bu kadar çok ameliyattan sıkıdım ve Ekim 2005 de ameliyat masasına yattım her iki göğsüm tamamen boşaltıldı ve silikon protez yerleştirildi. Uyandığımda hemen göğüslerime baktım sargılıydılar ama sanki hiç ameliyat olmamış gibi duruyorlardı.
Doktorumunda o güzel elleriyle ameliyat olduğumu ve meme dokumun tamamını kaybettiğimi hiç anlayamayacağım kadar güzel bir ameliyat olmuştu. Bunca yılın ve neşter yarasının verdiği doku zayıflığına bağlı yaralarım duruyordu, ama her iki göğsümde sanki hiç gitmemişler gibiydi...
Ameliyat sonrası hiç eksikliğini hissetmedim hatta kendimi eskisinden daha iyi hissediyordum artık.

Her yıl meme kontrollerimde acaba bu sefer ne çıkacak korkusu yoktu.

Sonunda hayatım yoluna girmeye başlamıştı. 24 Şubat 2007 de birden bende olabilecek değişikliği fark ettim. Sabah çok erken saatti bir gebelik testi ile banyoda sonucu beklerken hiçbir şey düşünemiyordum. Teste bakmadan banyodan ayrıldım. Süre bir türlü geçmedi. “yine çıkmayacak” diye düşünerek teste bakmaya gittiğimde yaşadığım mucizenin güzelliği dünyaya bedeldi.

”Çift çizgi”

Kesin bir yanlışlık var diye bir tane daha yaptım oda çift çizgi.
Sadece bağıra bağıra ağlıyordum.
Mucizem bana hayattaki en büyük hediye sonunda gelmişti. Eşim ağlamamla yataktan fırlayıp yanıma geldi. Konuşamıyor sadece bağıra bağıra ağlıyor ve elimde testi sallıyordum.
”Bu ne dedi” kağıdı uzattım. Okuduğunda onunda birden gözleri doldu çift çizgi! ben hamileydim. Beni yatıştırmaya çalışırken o bile sevincini doğru dürüst yaşayamadı. Allah bana ilk mucizesini hastalığımın erken teşhisiyle, ikincisini ise sonunda evladımın kokusunu duyma şansını vererek bahşetmişti. Çıkmazda olduğum, her bebek gördüğümde gözyaşlarına boğulduğum bir sırada, sabırla beklemenin mükafatını almıştık sonunda...küçük hanım 9 ay 10 gün bekledi bir türlü gelmeyince doktorum 3 günlük suyu kaldığını ve riske atmamamız gerektiğini söyledi böylelikle 2007 Ekim ayında minik kızımı sezeryanla kucağıma aldım.o günden beride bir daha meme dokumdan hastalanmadım.bana yeni bir hayat verdi kızım

Şimdi Ekim ayında 4 yaşına girecek küçük bir kızım var.. akılllı, bilmiş ve ben ona sahip olduğum her an için Allaha teşekkür ediyorum. İyiki benim yanımda. tek eksiğim ona yarım anne olarak emzirememek oldu. belki büyüdüğünde bunları anlayabilir.Bildiğim en önemli şey yaşıtlarından farklı olarak kanserden korkmayan biri olarak yetişeceği...