betulcakir Annenin Doğum Hikayesi

8 KASIMI 9 KASIMA BAĞLAYAN GECE Korku, endişe, mutluluk hepsini aynı anda yaşamak.

Korkuyordum; sanıyorum herkes korkmuştur. Nedensiz serseri bir korkuydu

Doğum Boyu: 49
Doğum Kilosu: 450
Doğum Tipi: Normal
Hastane: Maslak Acıbadem
8 KASIMI 9 KASIMA BAĞLAYAN GECE
Korku, endişe, mutluluk hepsini aynı anda yaşamak.

Korkuyordum; sanıyorum herkes korkmuştur. Nedensiz serseri bir korkuydu içimdeki kendini ordan oraya atan ve attıkça içimi acıtan.

Endişeliydim; hayatım sonsuza dek ve tamamen değişecekti. Erhan ve ben buna hazırmıydık. Artık çok emin değildim.

Ama çok mutluydum. Çünkü bebeğimin gelmesine çok az kalmıştı.

O gece tüm bu hisleri aynı anda yaşıyordum. Garip, karmaşık ve değişken yaşadığım ruh halini anlatacak doğru kelimeler hangileri bilemiyorum. Bir de kafamda oturtmaya çalıştığım sezeryan düşüncesi vardı. 9. ay 7. günün son saatlerinde bebeğimin kendi gelmeme ihtimalini artık iyice düşünmem gerekiyordu. Zaten doktorum 11 kasıma yani 9.ay 10. güne sezeryan randavusunu vermişti. Ama bu düşünce yani temelinde karnımın kesilmesi olan bu düşünce son derece korkunç geliyordu.

Bir yandan bu korkunç sezeryan fikri bir yandan normal doğumun endişeleri ve ben kocaman karnımla artık koltukta bile rahat değildim. Aslında evimizin koltukları oldukça geniş ve rahat ama bu koltuklarla alakalı bir şey değildi.Benimle alakalı idi. O gece ayrı bir rahatsızdım.

Sonunda Erhan neyin var dedi. Akşam çok yemiştim. Ona bağladım. ”Midem kötü yemeği çok kaçırdım” dedim. Annem de Erhan’a hak verdi. ”Bugün rahatsız gibisin” dedi. Tabi rahatsızdım. Kocaman bir karnım vardı. Bir şey demedim. Televizyonda yeni başlayan bir dizi vardı. Karamazov Kardeşler romanın bir uyarlamasaydı. Yeni dizileri seviyorum. Uzayan ve sonu gelmeyen dizilerden iyidir. Kim kimdir niye böyle derken derken dizi biti. Yatma vakti gelmişti. Ben daha yatağa gitmeden bu gecenin de uykusuz geçeceği düşüncesi ile başbaşa kalmıştım. 9.ay 7. günün gecesinde sonuç koltukta oturamayan, yatakta yatamayan, ayakları izmir lokması gibi şişmiş bir insan pardon 1 buçuk insandık. Hamileliğin sonunda bana gelip sorsalar en çok özlediğin şey ne diye hiç düşünmeden yüzüstü yatmak ve yeşil çay derdim.

Yüzüstü yatmayı çok özledim diye söylenerek yatağa gittim sonunda. Erhan herzamanki gibi benim koca göbeğime yani kızına sarıldı. O uyumak bense sağa sola dönerek mücale etmek için yattık. Aradan 5 dakika geçmişti ki Erhan ”sen iyi olduğunda emin misin” dedi. Acaip nefes alıyormuşum. İyiyim dedim. Senin de üzerinde fazladan 15 kilo olsa sende böyle olursun dedim ama içimden. Tuvalete gitmem gerek dedim. Bu geceleri bir ritüel olmuştu. Gecede 5 kez ihtiyaç molası.

Yataktan kalkmamla birlikte bacaklarımdan sular akmaya başladı. Suyun geldiğinde anlayacaksın demişti kurstaki doktor. Anlamamak mümkün değildi gerçekten. Erhan’a dönüp ”sanırım geliyor, biraz bekle lavaboya gitmeliyim” dedim. 90 m2′lik evimizde yatak odası tuvalet arası hiç bu kadar uzak gelmemişti. Normalde adım olan mesafe fizanmış gibi geldi. Evet suyum gelmişti ve hala gelmeye devam ediyordu. Ara odadaki annemi uyandırırken onunla konuştuklarımız geldi aklıma. ” Nasıl anlayacağım?” buydu anneme sorduğum soru bir hafta önce. Annem sakince önce ağrı olur öyle filimlerdeki gibi su gelmez o en son aşama demişti. Ama ben şu anda annemin dediği kadarı ile son aşamada ve filmlerdeki gibi doğuruyordum. Sancım azdı. Daha çok kasılmalar vardı ve her kasılmadan sonra biraz daha su geliyordu. Valizi yüklenen Erhan önde annem ve ben arkada bindik arabaya. Kimsede panik havası yoktu. Sonuçta beklenen hatta biraz geç kalmış bir sondu. Ve en önemlisi ben hiç bağırmıyordum. Çünkü ortada bağıracak bir durum yoktu.

Arabanın saati ile kasılmaların kaç dakikada da bir geldiğini tutmaya başladık. Her kasılmadan sonra gelen suyla arabanın koltuğu da iyice ıslanmıştı ve ben tuhaf bir şekilde bunu düşünüyordum. ” Koltukta bayağı ıslandı” dedim. Erhan ile annem sanırım benim böyle bir durumda bunu düşünüyor olmama dumur olduklarından cevap vermediler. Evden 12.30′da çıkmıştık. Saat 1 olmadan hastanedeydik ve ben hala bağırmıyordum.

Sonrası yani hastaneye girdikten sonraki olaylar zinciri insanları korkutmak istemediğim için bana kalsın. Çünkü sonrası sizin müdahale edemediğiniz ama sizinle ilgili karışık bir süreç. Bu süreçle ilgili yalnızca şu iki şeyi belirtmek istiyorum. Birincisi her ne olursa olsun normal doğum paha biçilmez bir duygu. Allah herkese nasip etsin. İkincisi normal doğum düşünüyorsanız asla ve asla epidural yaptırmayın.

Karışık duygular korku, endişe, panik, çekilen acılar tek bir nefeste bitiyor. O nefeski hayatınızın en güzel sesini, en güzel yüzünü ve en büyük rahatlamayı yaşadığınız en anlamlı nefesiniz. Senin acılı son nefesinin onun hayattaki ilk nefesine karıştığı o an, birbirimizden ayrıldığımız ama sonsuza kadar bağlandığımız o an. O an teyzemin elini bırakıp (doğumda bana harika koçluk yaptığı için ona binlerce teşekkür borçluyum) Ece’yi, canımı, parçamı kucağıma aldığım o an hayatımın anlam kazandığı ilk andı. Dünyanın en harika şeyine bakarken ağlamamak imkansızdı. Bende öyle yaptım. Ağladım.