tosun57 Annenin Doğum Hikayesi

Ecrin 29.04.2011 günü hafif çiseleyen bir nisan yağmuruyla katıldı aramıza.Çok beklemiştik heyecanla gelmesini.Her şey ne kadar da yolundaydı aslında.Ama yolun

Doğum Boyu: 52
Doğum Kilosu: 3200
Doğum Tipi: Normal
Hastane: SİNOP ATATÜRK DEVLET HASTANESİ
Ecrin 29.04.2011 günü hafif çiseleyen bir nisan yağmuruyla katıldı aramıza.Çok beklemiştik heyecanla gelmesini.Her şey ne kadar da yolundaydı aslında.Ama yolunda gitmeyen şeyler oldu ve Ecrin dünyaya geldiğinde nefes alamıyordu.Sadece uzaktan saçlarını gördüğüm kızımı alıp apar topar müdahale etmeye çalışıyorlardı.şaşkındım,bir o kadar da habersiz.Ne oluyordu neler oluyordu.niye kucağıma alıp,o güzel yüzüne bakamamıştım?Acil olarak Samsun’a sevk edildiğini duyuyordum konuşmalardan ve bana merak etme bir şeyi yok her şey yolunda kontrolleri yapılıp gelecek diyorlardı doktorlar.İlk müdahaleyi yapan acil tıp teknisyeni Ecrin’e hava vereyim derken fazla verip ciğerini yırtıyor,yoğum bakıma koştururken eşime sonradan söylüyorlar Tosun bebek bu diye.Yanından hızla geçen küvezin içinde minicik bir kızı görüyor eşim.Telaşla peşlerinden koşuyor.Sabiha annem doğumhaneden (zorla)içeriye gelip saçlarımı okşuyor.’’merak etme kızım her şey düzelecek’’ diye.O anki duygularımı asla tarifi yok.çok acı verici.ve ambulansla Samsun Kadın Doğumevi yoğun bakım ünitesine götürüyorlar daha bir kez bile kucağıma alamadan.Oksijen tüpüne bağlayıp umut vermeden beklemesini söylüyorlar eşime.Çünkü hayati fonksiyonları yok deniyor.ve ben 2 gün hastanede kaldıktan sonra eli boş bir şekilde eve dönüyorum.O sevinçle aldığımız çocuk eşyalarının ne kadar acı verdiğini anlatamam.Ecrin yaşamaz dedikleri halde 3 günün sonunda oksijen tüpünden kurtulup,kendisi nefes almaya başlıyor.aşırı inatçı bir çocuk diye konuşuluyor.ardından beyin mrı çekilyor.Çekildiğinde çıkan sonuç oldukça kötü beyinde ödem olduğu ve beyin hücrelerin oksijensiz kaldığı için öldüğü,en ağır spastik olacak deniyor.Bu haberi ilk Muhsin babam yanıma gelerek,sabırlı olmamı söyleyip olanı biteni anlatıyor.Bana çevremdeki herkes Ecrin için iyi derken nasıl ölümle pençeleştiğini düşünüyorum bir an.Allah’tan gelen başım üstüne diyorum sessiz ve usulca.Güçlü olmam gerek çocuğum için iyi düşünmeliyim diyorum kendimce ama yüreğime söz anlatmak o an için imkansız oluyor haliyle.Eşim Samsun’da yoğun bakımda bekliyor ben ise Sinop’ta.sadece haftanın 2 günü 5 dk uzaktan görebiliyorsun.Orda önce Allah’a sonra doktorlara emanet.Ecrin’le ilk karşılaşmam 10 gün sonra oldu.ve yoğun bakıma adım attığım an orda olduğumu hissederek,normalde ağlamayan tosun bebek feryat figan ağlamaya başladı.17 gün sonra ilk defa kucağıma alacakken tereddütle ona zarar verebilirim düşüncesiyle korkuyordum kucağıma almaya.hemşirenin biri o zaman bırak çocuğun burada kalsın dedi gaz vererek.o hışımla ECRİN’i kucağıma alıyorum önce mis kokusunu çekiyorum içime.Gözlerimden küçük damlalar süzülüyor usulca.kucağına aldıktan sonra yoğun bakıma tekrar bırakması daha zor geliyor.Gözlerinin içine bakıyorum,bildiğim ninnileri söylüyorum ona.Bir ay yoğun bakımda geçtikten sonra kucağımda samsundan sinopa geliyoruz.sürekli kontrol altında olması söyleniyor.kontrolleri yapılırken 7. Ay sonunda ikinci mrı çekilyor ve mucizenin gerçekleşip ölen beyin hücrelerin hepsinin yenilendiği söyleniyor.Geçti o zorlu günler.doktorlar hala Ecrini gördüklerinde mucizeye inanıyorsanız çocuğunuza bakın diyorlar.Allah hiçbir anneyi evladından ayırmasın.Ecrin şu an olabildiğince ii.Sadece sol ayağı yan bastığı için fizik tedavi görüyor.olsun her şey düzelir.Allah onuı bize bağışladı ya şükürler olsun.Ecrin hayatımızın anlamı,babaannesinin üzerine titrediği biricik meleği,anneannesinin biricik prensesi.Onunla gurur duyuyoruz bu meleğin anne ve babası olduğumuz için,bizimle yaşamaya direndiği için sonsuz kere şükürler olsun.Seni çok ama çok seviyoruz biricik prensesim.Tarifi yok CANSIN,KANSIN,EVLATSIN VE İYİKİ VARSIN.