Benim uykularım her sabah apartmanımızın zemin katında bulunan bakkalın gürültülü kepenk sesiyle bölünürdü. Onun peşinden ardı ardına bir çok kepenk sesi de bu gürültülü şarkıya eşlik ederdi. Rüyamın en güzel yerinde uykum bölünse bile içimi tatlı bir huzur kaplardı bu kepenk seslerinden. Şimdi sıcacık ekmek bakkal kapısına bırakılacak, taze sütler gelecek ve uzak köylerden yumurtalar..Ben iki saat sonra yapacağım kahvaltının hayalini kurarak dalardım uykuya tekrar. Bu sabah farklı bir gürültülü ses uyandırdı beni. Her zamanki kepenk sesinden daha şiddetli ve sarsıntılı. Başta kalkmadım yatağımdan, ayak uçlarım sıcacıktı, tekrar uyumak istedim. Fakat aynı gürültü bu kez daha şiddetliydi ve deprem oluyormuşcasına sarsıldık. Küçük kardeşim karyolasından düştü. Annem rüzgar gibi içeri girdi ve daracık kollarının arasına her ikimizi de alarak yatağımızdan kaçırdı bizi. Hiçbir şey anlamadım. hiçbir şey...Kardeşim korkudan ağlıyordu. Annem var gücüyle ağzını kapatıyordu susması için. Ben hala ayaklarım çıplak annemin bağrına yapışık bir şekilde onun titreyen dudaklarına bakıyordum. Çok üşüyordum... Annem her ikimize de gülümseyerek baktı ve : Şu an bir rüya görüyoruz yavrularım. Bu sandığımızdan daha uzun ve acılı bir rüya olabilir, korkmayın emi. Uyandığımızda size çok güzel bir kahvaltı hazırlayacğım." dedi. Ben 13 yaşındaydım, kardeşim de 2 yaşındaydı. İkimiz de annemizin kucağında ilk doğduğumuz andaki kadar küçüldük. Annem sıcacıktı.Gözümüzü kapattık. Ben bu rüyanın hemen bitmesini istiyordum. Bu gürültünün uzaklaşmasını ve minik bedenlerimize zarar gelmeden uyanabilmeyi arzuluyordum. O an annemin bana öğrettiği sözleri tekrarladım hep: "Allah büyüktür. Allah büyüktür..." "Allah'ım bu mübarek Cuma günün yüzü suyu hürmetine, bizleri zalimlerin oyunlarından tuzaklarından koru. Nice evlatlar vardır analarının kucağında kimisi bebektir kimisi okullu. Her birinin kalbi sevgiyle dolu. Ya Rabbi, sen sevgilerimizi geleceğimizi zürriyetimizi bize bağışla, bizi de onlara. Savaştan muhafaza et bizleri. Zalimlerin oyunlarını kendilerine çevir. Elbet sen büyük bir hak üzerinesin." Amin."